çiçeklerin göğe baktığı uyarsı sabahlardan birinde, gök griydi. kadın göğün grisine mavi çalıyordu üç beş kelime, adam zamanı en başına alıp da bebeksiyordu kadını. zaman neydi, zaten zaman neydi? kadına göre zaman zalimdi galiba, adam ise zamanın ancak bir akan bir su olduğunu sanıyordu. yanılgı muhakkak, herhalde her ikisi de yanılıyordu bir yerde, kim bilir? hakikât muallak ve kadın sürekli unutuyordu.
evvel zaman içinde, ben ancak hâkikatı yazarım yazmıştı adam, bildiğim kadarıyla diye eklemeyi unutmuştu, âh o büyük lafların albenisi işte. zamanın iyi geldiği insanlardansın, diye yazmıştı, zarif bir iltifat değil de bildiği bir hakikât olarak. sonra dünlerden bir akşam kadın siyah giymişti, adam onu bir gölgeden görse de tanımıştı. kadın siyaha yeni bir anlam çalıyordu, bir renk yazıyordu hiç olmayan. adam yanılmadığını anladı, ama yazamadı.
kadın, adama öyle uzaktı işte.
evvel zaman içinde, ben ancak hâkikatı yazarım yazmıştı adam, bildiğim kadarıyla diye eklemeyi unutmuştu, âh o büyük lafların albenisi işte. zamanın iyi geldiği insanlardansın, diye yazmıştı, zarif bir iltifat değil de bildiği bir hakikât olarak. sonra dünlerden bir akşam kadın siyah giymişti, adam onu bir gölgeden görse de tanımıştı. kadın siyaha yeni bir anlam çalıyordu, bir renk yazıyordu hiç olmayan. adam yanılmadığını anladı, ama yazamadı.
kadın, adama öyle uzaktı işte.
Yorumlar
Yorum Gönder