İsra, Ceren, Yağmur ve Erdi'yle beraber.1: Öteyi beri, güzü bahar, dünyayı ters yüz ettik. Sonun sonsuzluğuna, sonsuz aynalara baktık. Gölgeler bile gri değildi galiba, bir hakikat yoktu muhakkak.
Bu defa da bir parça cam için kırılmıştım bir kadının yüzünde, ama bilmiyordu, camı ayna yapan içindeki sırrıdır. Bilmedi. Kalbini gördüm ve anladım, bilmek de istemiyordu.
2: Körler ülkesinde camı kestik kan ile ve kötü şairleri yerdik. Cama yazdık gözümüzün izini ve iyi şairleri övdük. Ölmedik. Dostların arasında yaşamak, ölmekten de güzel. Gözlerimiz vardı, görüyorduk.
3: Bin bir yüzü var bu şehrin, sonsuz sokağı var. Bu aziz şehirde kedilerin her birinin, kendi hikâyesi, karakteri ve ruhu var.
Dünyanın bütün şehirlerinin izi var, her sokağında bir dize, her sokak lambasında bir nota.
Dünyanın bütün şehirlerinin izi var, her sokağında bir dize, her sokak lambasında bir nota.
4: Bir fotoğrafta iki insan gördüm, gülümsedim. Ne kinim vardı, ne de öfkem. Sevindim.
Sonra ağaçların gölgesinde bildik hikâyeyi, bilmem kaçıncı sultanın biricik yenilgisinde, her iktidarın yanılgısını sallanıyordu bir çocuk salıncakta.
Mutluyuz, yazdı kitaba kardeşim oysa şair değildi.
Kitabı başından yazmaya kararlıydı galiba.
Bir bestekâr, bir sokakta hakikatı arıyordu en sonunda.
Bir bestekâr, bir sokakta hakikatı arıyordu en sonunda.
Yorumlar
Yorum Gönder