Evvela ithaf.
-beni yeniden yazmaya çağıran M'ye hikâyeden önceki yazımdır.
Ve yazgısını kendi çağıran yazıya giriş.
Yazmayı unuttuğum bir hikâyeyi okudum bugün, neden ve nasıl bilmiyorum, çünkü yazmayı da unutmuştum. Ellerim olduğunu dahi unutmuştum.
Ellerim olmadan kördüm ben. Kararsız kararlığa körlemesine girdim, kararsızdı muhakkak, çünkü yazılmamış bir hikâye yazılmayı beklemez.
Kahvenin karanlığını akla çağıran gelişme.
Hayat bu yüzden tuhaf, beklenmeyen yerde başlarız yazmaya, bir daha yazmayacağına dair bir yanılgı içine hâkim olduğunda. Hikâye gözlerine bakar ve yaz beni der, yazar iradesizdir, irade sahibi olan öyküdür okuyan bilmez. Hikâye yazdırır kendini. İlham dersin yahut rüzgâr, kendine çağırır hikâye. Alelacele gidersin, hayat bu yüzden tuhaf. Yazamayacağın sanrısını ve onca işi bırakır, hikâyenin gözlerinde bir kelimede bin kelime çağırır aklın.
Yazar çaresizdir, hikâyenin esiridir. Geç kaldığını düşünse de, başlar yazmaya. Sonunu bilmeden yazadurur. Yazarken düşeyazana dek, herşeyi yitirerek.
Yazmayı unuttuğum bir hikâyeyi okudum bugün, tarifsiz bir hüzün, nedensiz bir umut. Umut çünkü yazmayı unuttuğumdan bir sonu yoktu. Sonsuz bir kuyuya daldım, midasın kulakları umrumda değil kendi ellerimi bağırıyorum kuyuda. Kararsız karanlıkta yol alıyorum şimdi, bir kelimede binbir anlam yükledim, Asaf'ın söylediği vakit gelince hikâyeme seslendim.
Apokaliptik değil prehistorik zamandayım, yazmaya yeni baştan başlayacak çağdayım, bir neden- ilham dersin yahut rüzgâr- bir hikâye yazdırıyor yeni hakikate, yeniden ellerim var.
Yazının bir sonucu yok, açık uçlu hikâyeler daima ümitvârdır.
Ellerine sağlık. Umarım bu ilham/rüzgar birçok yazının başlangıcı olur. Hayat bize ne sunarsa sunsun sevdiğimiz şeyleri yapmaktan vazgeçmemek gerek, vakit ayırmak lazım. Gerekli zamanı ayırabilmen dileğiyle..
YanıtlaSilMesele zaman değilmiş, nedenmiş. Zamansızlık bir nafile avuntuymuş. Umarım bu rüzgâr birçok yazının başlangıcı olur. Açık uçlu hikâyeleri yazanlar da daima ümitvârdır.
YanıtlaSilYazmak tutkudur. Tıpkı av tutkusu gibi, gezmek tutkusu gibi, futbol tutkusu gibi... Yazmayı seven anında dökmek ister kağıda gözlemlerini ve yorumlarını. Çünkü söz uçar yazı kalır...
YanıtlaSilHocam bu yazının hikâyesi biraz başka. Belediye otobüsünde, ayakta, bir elimle demire tutunurken öbür elimle yazmıştım. Bu yazıyı yazmasaydım, "yazmaya çağrılmasaydım", belki de çok daha uzun bir süre, belki de bir daha hiç yazmayacaktım.
YanıtlaSilYazdım. Bu yazının kelebek etkisiyle Odesa-Nikolayev şehirler arası otobüsünde bir defter kaybettim ben, öyle yani bu yazının benim için kıymeti. Bu yazıyla beraber, bundan sonra burada kimi yazdıysam da kendilerini okudular, öyle de bir hatırası var.
Bilinmeyen'e bildirim gidiyorsa eğer, bilvesile samimiyetle sevgi ve selam. İyi niyetle bir de not düşüyorum buraya. "Direnmek kazanmaktır, ya bugün ya da tarih önünde."