"Yazılacak birşey yoktu, bir saçın kıvrımında düne dönene değin." yazmıştım bir saçın kıvrımına arkadan bakarken Re'nin saçlarına benzetince. Birkaç ay önceydi, okuldaydım. Nedense bu cümle aklıma geldi ilk olarak, yazmaya başlarken. Şimdi okulda değilim, nihayet mezun oldum, yüzlerce yüzü gördüğüm ve bir notayı tanıdığım (ama yitirmediğim, insan bir notayı nasıl yitirir) okuldan ayrıldım. İş yerinde yazıyorum bu satırları, neden yazamadığımın da nedeni olarak aynı zamanda. Burada faturalar var, borçlar var, makinalar var; yeni bir hayat var. Üstelik de mevsim yaz, yazın da tam ortası. Yazmayı körelten, yahut budayan bir zaman ve mekandayım.
Eğer köreliyorsa, bundan sonra belki de yazamayacağım. Yahut budanıyorsa, birgün yarım kalan öykülerimi tamamlayacağım.
Önce'yi bitirdim, şimdi sonra'dayım. Öncenin, "korkulu ustasıydım", ama sonranın başında kör acemi olarak yarına bakıyorum.
Eğer köreliyorsa, bundan sonra belki de yazamayacağım. Yahut budanıyorsa, birgün yarım kalan öykülerimi tamamlayacağım.
Önce'yi bitirdim, şimdi sonra'dayım. Öncenin, "korkulu ustasıydım", ama sonranın başında kör acemi olarak yarına bakıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder