Bir (ekim 2008/ latince bir elif ) Tarihe iz düşmeli, ekim ayının yirmi yedisi, saat sekize yirmi üç var. İki bin sekiz. Kelimelerim var, toparlayamıyorum. Yine görmekten kör oldum. Gözüme sabun kaçmış gibi yanıyor ve kapadım. Yine çağırdığım çıktı karşıma. O'nu ve Köprü'yü bir gün arayla gördüm. "Görmek" ne kadar anlatabilir, o ve ben birbirimize bakıp aramızda bir metre yokken yaşadığımı. Arkam dönüktür, konuşmaktadır, susmaktayımdır, yahut birşeyler almaktayım büfeden. Gülmekte ve yanında bir genç erkek var ve bilmiyorum arkam dönük. Tanıdık gülüşleri ve konuşmaları duymaktayım, vurulmuşumdur, dönerim, o'dur. Susar ve konuşmamı bekler. An durur, an dediğin zaman gözlerimi köre vurur. Konuşmam, susarım ve dönerim geri. Ayrılırız. Gülmeye ve konuşmaya devam etmektedir. Ölmüşümdür. Öldüm. Önce gözlerim öldü, otobüse yürürken dahi sokak lambaları altından. Ses'im öldü bağırarak söylemekten şarkıyı. Ellerim öldü, hiç yokmuş gibi. Oradaydı, çağırmış...
Sıradana, insana ve kelimeye selam duran sanal mecmua...