sokak akşamdı. vakit karanlıktı. her kelime'de sanki'yi öldürüyordu. her kelimede kusursuz, her susuşunda mükemmel tarihöncesi bir heykel yahut tarihüstü bir hızıra yaklaşıyordu. bir fotoğrafa bakarken yüzü, baktığı ve hatta hemen her bebekten bile daha. hep özlediğim evvel zamandı gözünde gördüğüm. güzel zamanlar hikâyesi parlıyordu gözlerinde. hep aradığım yanımdaydı. bana yazmayı öğretecek olan, bana şiir yazdıracak kadim heykel, öylece yanımdaydı. öyle de uzaktı. ben ona bir kimseydim, apartman boşluğu karanlığı kadar tanıdık ve yabancı. biliyorum şairin imgesiydi o. (asaf'ın lavinia'sı, karakoç'un rosa'sı, atillâ ilhan'ın maçka'da yaşayan n.'i, hepsi, her birisi ve nicesi) nasıl olduysa bulmuştu beni, yanımdaydı, gözlerine apaçık bakıyordum, görüyordum hızırı. Re'ydi, sanki'sini kendi elleriyle öldürmüş bir notaydı. öylece bakıyordu, tüm şairler onu eksik yazmıştı.onca yazılan ve hatta hemen şiirden bile daha. eksik şiirlerden bazıları e
Sıradana, insana ve kelimeye selam duran sanal mecmua...