Bazan bir tesadüf, hep geçtiğin bir sokağı başka bir sokağa çıkarır. Bunu benden daha güzel Sabahattin Ali'nin, Raif'i anlatacaktır.
Bazan bir tesadüf akşamüstülerinin o nedeni bilinmez kadim alışkanlığını bize gösterir. Ahmet Muhip Dıranas'ı ve "Olvido"sunu yalanlamazlar: "Hoyrattır bu akşamüstüler daima" **
Ama, dünü, akşamhüznünü, o alkolsüz sarhoşluğu yazmalıyım. Ama, bu akşam değil. Bu akşam ancak alıntı yapacağım. Çünkü, "ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara" ***
"Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kiminin sarı.
Ah, beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları...
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... Su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak." ****
Çünkü, Re'yi Rosa, Rosa'yı Re kılan o akşamda; ne Re anladı beni ne Rosa, ne de Maria. Hepsi de habersizdi, ben biliyordum. Bir akşam, eski bir ahittir, hepsi bilecek ben unutacağım. Dün akşamı, yarın akşamı ve o gelecek akşamı anlatmak için, akşamları anlatmak için, bizi anlamak için, ağustosta doğan bir şairim var. Neden ağustosta doğduğunu da dün akşamüstü öğrendim.
* Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
** Olvido, Ahmet Muhip Dıranas
*** Monna Rosa (III. Pişmanlık ve Çileler) , Sezai Karakoç
**** Monna Rosa(I. Aşk ve Çileler) , Sezai Karakoç
***** Acıyor, Turgut Uyar
(Ancak alıntılardan bir takı, senden habersiz, sana bir hediye olarak ancak. Dün akşamüstünden sonra bakıp durduğum, ama almaya nedenimin olmadığı kolyeler yerine. Senden habersiz, ama sana bir sır olarak. Dün akşamdan kalma bir kül, daima sürecek sevgimden bir hatıra. Bir takı.)
"(...) Hangi hain tesadüf dün onları yolumun üstüne çıkardı ve beni, senelerden beri dalmış olduğum derin uykudan, artık yavaş yavaş alıştığım hissiz uyuşukluktan ayırdı. Deli olacağım, yahut öleceğim dersem yalan söylemiş olurum. İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeyler pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım... (...)" *
Bazan bir tesadüf akşamüstülerinin o nedeni bilinmez kadim alışkanlığını bize gösterir. Ahmet Muhip Dıranas'ı ve "Olvido"sunu yalanlamazlar: "Hoyrattır bu akşamüstüler daima" **
Ama, dünü, akşamhüznünü, o alkolsüz sarhoşluğu yazmalıyım. Ama, bu akşam değil. Bu akşam ancak alıntı yapacağım. Çünkü, "ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara" ***
"Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kiminin sarı.
Ah, beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları...
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... Su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak." ****
Çünkü, Re'yi Rosa, Rosa'yı Re kılan o akşamda; ne Re anladı beni ne Rosa, ne de Maria. Hepsi de habersizdi, ben biliyordum. Bir akşam, eski bir ahittir, hepsi bilecek ben unutacağım. Dün akşamı, yarın akşamı ve o gelecek akşamı anlatmak için, akşamları anlatmak için, bizi anlamak için, ağustosta doğan bir şairim var. Neden ağustosta doğduğunu da dün akşamüstü öğrendim.
"Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak" *****
* Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
** Olvido, Ahmet Muhip Dıranas
*** Monna Rosa (III. Pişmanlık ve Çileler) , Sezai Karakoç
**** Monna Rosa(I. Aşk ve Çileler) , Sezai Karakoç
***** Acıyor, Turgut Uyar
(Ancak alıntılardan bir takı, senden habersiz, sana bir hediye olarak ancak. Dün akşamüstünden sonra bakıp durduğum, ama almaya nedenimin olmadığı kolyeler yerine. Senden habersiz, ama sana bir sır olarak. Dün akşamdan kalma bir kül, daima sürecek sevgimden bir hatıra. Bir takı.)
Yorumlar
Yorum Gönder