Yazdığım bir öyküyü paylaşıyorum. Sevgilerle. "Eski bir arkadaşım vermişti." Hava karanlık değil. Akşam değil. Ama dün akşam, akşamdı ve hava karanlıktı. Dolunay vardı. Kırmızı bulutlar. Kırmızı bulutlar önce ayı kapladılar, kankırmızı oldu gökyüzü, sonra açılınca bulutlar, ay çıktı çıplak, dolunay. Bunu düşünüyordum, yolda yürüyordum. Kalabalıktı, duraksamak imkansızdı, bir cadde kaldırımı, upuzun bir cadde. İnsanların yüzünü göremiyordunuz, belki sadece bir kere, hayali. Gece uyku tutmazsa, o caddeyi bir defa da hayalinizde yürürseniz,o hayali silületler hep sizinle gelirdi. Bir kadın söylemişti bunu. "Eski bir arkadaşım vermişti." Karşımdan yürüyordu. Bu cümleyi söylerken herhalde tam karşımdaydı, çünkü onca ses arasından o sesi çıkarmam için öyle olması gerekirdi. Galiba sarışındı. Yanında biri olmalıydı. Konuşuyordu ve elinde telefon olduğunu görmediğimi sanıyorum. Sarışındı. Yolda yürümeye devam ediyorum, yüzünü çıkarmaya çalışıyorum ve saçlar...
Sıradana, insana ve kelimeye selam duran sanal mecmua...