Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ertesi

24 mart 2008 tarihli bir öykü Ertesi. Dün ve geçen hafta, koca bir hafta, uzun sürmeyen umut ve mutluluklar, yerini uzun ve kocaman acılara, sancılara, çığlılara bıraktı. Bugün pazartesi, güneş çoktan battı. Bir haftanın ertesi, kederli düşüncelerle gökyüzüne bakmaktayım. Pazartesi, bir haftanın ilk günü için, en iyi isim olmasa gerek. “Ertesi” demek, yeniden başlamak yerine, geçmişin, dünün günahlarını ve lekelerini taşımak. Unutamamak; unutmamaya, unutturmamaya şartlanmak. Belki Ruslar gibi “Birinci gün” demeliyiz, pazartesi sendromunu azdırır mıydı, azaltır mıydı? Bugün pazartesi. Telsiz telefon, cep telefonu, dolu bir küllük, çay bardakları masada duruyor. Masa ise balkonda. Ben masanın başında, rahat bir koltukta eğreti oturmaktayım. Bir kimse yok evde benden başka, olmayacak da… Yine de içeride bir bebek uyurcasına, rahatsız oturuyorum, nedenini biliyor, daha doğrusu hissediyor, ama kelimelere oturtamıyorum, anlatamıyorum. Gökyüzüne bakıyorum, içeriden yeni rock gruplarından...