Birkaç yıl önce yine böyle olmuştuk, ölüm haberleri tutmuştu gökyüzünü ve eğreti oturuyorduk koltuklarımızda, haberler'e bakmaya korkarak.
Bugün yine böyle olduk, oysa "kardeşlik" ve "barış" umduk, birşeylerin değişeceğine dair umutlar besledik. Nasıl olduk, nasıl buraya geldik, farkına varmadan haberler'den ve birbirimizden korkar olduk. Yeni celp döneminde daha endişeli yolladı askere oğlunu bir baba, güneydoğuda bir anne dağdaki oğlunun endişesini daha taşır oldu.
"Barış" dedik, ama sanırım barış'ı istemedik. DTP istemedi, kapatılmak için yapması gerekenleri yaptı, siyasi platformdan dışlanıp mazlum olmaya heves etti. Güvercinler, şahin'lere yenildi, çıkarlara yenildi sağduyu. Aşırı milliyetçiler istemedi, düşman'ları birer birer azalıyordu, bir düşman daha kaybetmeyi, işlevini kaybetmeyi, sindiremedi. Feysbuk'çular istemedi, çünkü onlar "aydınlığı savunduğu için para cezasına çarptırılan" bağımsız medya'dan (!) izlerdi haberler'i, patronlar istemedi, sözde bağımsız patron yazarları da istemedi.
PKK istemedi, zaten kullanıldık'tan sonra görev'inin bittiğini görüyordu ve yok olmadan son bir direnişteydiler.
İstemedik. Şimdi ise, oturmuş bekliyoruz, diken üstünde.
Endişe, şimdi sokaklarda şiddet'e dönüştürülmeye çalışılıyor, bir defa daha iki halkın arası bozulmaya çalışılıyor.
Provokasyon'u izliyoruz, korkuyoruz. Kim yönlendirirse yönlendirsin, umarım bu oyuna gelmeyiz.
Ama açıkçası endişelerim umutlarımdan baskın.
Bugün yine böyle olduk, oysa "kardeşlik" ve "barış" umduk, birşeylerin değişeceğine dair umutlar besledik. Nasıl olduk, nasıl buraya geldik, farkına varmadan haberler'den ve birbirimizden korkar olduk. Yeni celp döneminde daha endişeli yolladı askere oğlunu bir baba, güneydoğuda bir anne dağdaki oğlunun endişesini daha taşır oldu.
"Barış" dedik, ama sanırım barış'ı istemedik. DTP istemedi, kapatılmak için yapması gerekenleri yaptı, siyasi platformdan dışlanıp mazlum olmaya heves etti. Güvercinler, şahin'lere yenildi, çıkarlara yenildi sağduyu. Aşırı milliyetçiler istemedi, düşman'ları birer birer azalıyordu, bir düşman daha kaybetmeyi, işlevini kaybetmeyi, sindiremedi. Feysbuk'çular istemedi, çünkü onlar "aydınlığı savunduğu için para cezasına çarptırılan" bağımsız medya'dan (!) izlerdi haberler'i, patronlar istemedi, sözde bağımsız patron yazarları da istemedi.
PKK istemedi, zaten kullanıldık'tan sonra görev'inin bittiğini görüyordu ve yok olmadan son bir direnişteydiler.
İstemedik. Şimdi ise, oturmuş bekliyoruz, diken üstünde.
Endişe, şimdi sokaklarda şiddet'e dönüştürülmeye çalışılıyor, bir defa daha iki halkın arası bozulmaya çalışılıyor.
Provokasyon'u izliyoruz, korkuyoruz. Kim yönlendirirse yönlendirsin, umarım bu oyuna gelmeyiz.
Ama açıkçası endişelerim umutlarımdan baskın.
Yorumlar
Yorum Gönder