Ana içeriğe atla

Fasikül 1: Sıradan bir gün, sıradan bir olağanüstü görev

Kulağımda amerikanca bağırıyorlar, bağrışıyorlar, yürüyorum. Birşey düşünmemeye çalışmak garip. Birini düşünmemek için, kendini oyalamaya çalışmak daha da...

Zor. Kolay değil, kimse demesin. Ben biliyorum, çünkü ben bunu defalarca yapıyorum. Aynı suda iki defa yıkanılmaz'mış, ben bu bok'u kaç defadır yiyorum. Onun için sıradan bir süper kahraman'ım, zor görevim ise, dünyayı kurtarmak değil bugün. Kendimi. Ağaçtan bir kedi kurtarmaktan alelade, ama sanıyorum ki en zor şey.

Sıradan, ama o kadar da olağanüstü bana göre. Sıradan'ın mükemmeliğine inanırım, sıradan olaylar ve sıradan insanlardır benim izlediklerim. Vakit bulabilir de yazarsam, sıradan insanların, alelade zamanlarda geçen durum öyküleridir benim öykülerim. Düşünmemeye çalışmak'tan daha zor ne olabilir, sıradan bir süper kahraman için.

Yürüyorum. Bir bebek için, büyümenin ilk aşaması. En çok da düşünce büyüyecek. Ama ben nasır tutmuş dizlerimle artık düşünce büyüyemem, düş ile büyüyorum. Düşkırığına bile aşinayım artık, düşkırığı en yalın hâli ismimin: Adamolmazadam.

Adamolmazadam'ın yeni fasiküllerini merakla bekleyin, ısrarla isteyin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kederli bir öğleden önce.

Adamın biri bir gün evden bakkala gitmek için sabah 7:47’de çıktı. Her şey yolunda gitse, ekmeğini alıp herhalde 8:05, bilemedin 8:15’te evde olacaktı. Olmadı. Eve döndüğünde saat gece on ikiyi çoktan geçmişti. Bakkaldan eve niye böylece geç döndüğünü de konu komşudan kimse merak etmedi. Kimse farkına bile varmadı, ama yine de o gün Nitat İnibat bakkaldan evine üç dakikalık yolu on altı, on yedi saatte dönebildi. Nitat bey, sabah kalktı, çayın suyunu koydu, üstüne dem attı, rahmetli babasından öğrendiği üzere iki parmak suyla soğuk demlemesini yaptı. Neyse ki daima temkinli bir adam olduğundan, evden çıkarken her ne olursa olsun ocağın altını kapatırdı. Yine kapattı. Pijamasının üstüne ceketini giydi. Cebine üç beş kuruş para aldı, bir de kimliğini aldı. Acaba fazla mı temkinliydi, ya da eve biraz geç ve zor döneceği içine mi doğmuştu? Yoksa Nitat beyin bu hazırlığının nedeni en başından ne yapacağını biliyor olması mıydı? Nitat bey ne yaptı? Kararlı adımlarla bakkala yürüdü. Kimsenin ...

10 Mayıs 2024

Bugün, Ramada Kemalpaşa Otelinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı sayın Dr. Cemil Tugay ve Kemalpaşa  Belediyesi başkanı sayın Mehmet Türkmen beyefendiler ile Kemalpaşa sanayisi ve yapılabilecekler üzerine bir toplantıdaydık. Cemil başkan konuşurken, bir anda iki yıl önce o anlarda babamı son defa gördüğümü hatırladım. Sonra, 11 Mayıs 2022 günü saat 02:59'da çaldı telefonum; babam hasta değildi artık, ben de çocuk değildim. Hemen ertesi günü, işyerine uğramak zorunda kaldım. Babamın kredi kartı ödemesi vardı; o olmasa da, kart ödemesi vardı ve ödemek için de buraya gelmeliydim. Buraya yazıyorum, çünkü bu satırları da yine işyerindeki odamda yazıyorum. Kapıdan ilk içeri girdiğimde, her şey çok büyük gözüktü bir anda gözüme. Sanki yeniden altı yaşımda fabrikaya gelmişim gibi, küçülmüştüm. O yalnızlığı öylece duydum, o anda anladım. Yine de "büyümem" lazımdı, hem de bir gün öncesinden, 10 mayıs 2022'den çok daha fazla büyümem lazımdı; çünkü artık "Yılmaz beyin o...

Bir cumartesinin umudu.

Canbaz, gül ile diken arasında âli cengiz bir cesaretle dolanıyordu. Gözlerinde başka bir yarının ümidi dolanıyordu. Dili dolanıyordu, aklı dolanıyordu. Şehirler, şehirlere dolanıyordu. Şehir şehir dolaşırken, şarabın ateşiyle hoş iki başın, baş başa bir fotoğrafı aklında dolanıyordu. Bir cumartesinin umudu dilinde dolanıyordu canbazın. Canbaza dikkatle bakanlar; onun gözlerinde çözülmeyi bekleyen bir yumak gördüler. (9 Temmuz 2024, 20:30, Taksim Gezi Parkı)